1912 Yılında Erzincan'a bağlı Sılbıs (Ekmekli) köyünde doğdu. Babası yöre eşrafından Dündarzadegil İbrahim Efendi'dir. Çocukluk ve gençlik yıllarını bağ, bahçede çalışarak geçirdi. Daha çocukluk yıllarında sesinin güzelliği ile dikkat çeken Salih, babası İbrahim Efendinin teşvikiyle hafız olmak üzere ders almaya başladı. Kısa bir süre içinde camilerde müezzinlik yapmaya başlayınca sesinin güzelliği halk arasında iyice yayıldı. Bu arada arkadaş toplantılarında türkü de söylüyordu. Derken... Askerlik zamanı geldi, çattı.Askerlik görevini tamamlayıp Erzincan'a döndü. Askerlik yaptığı dönemde hemşehrisi olan Hafız Şerif İstanbul'a giderek plak doldurmuş, bir hayli de şöhret yapmıştı. Bu gelişme Salih'i de etkiledi ve plak doldurma hevesiyle İstanbul yollarına düşürdü. Sarışın, mavi gözlü, uzun boylu bu Anadolu delikanlısı kısa bir sürede yeteneğini müzik çevrelerine kabul ettirerek İstanbul gecelerinin aranan solistlerinden biri olarak gazinolarda program yapmaya başladı. Bu arada plakları da birer - birer piyasaya çıkıyor; ünü yurdun her yanına yayılıyordu. Söylediği türküler dillere düşüyor, şöhreti giderek artıyordu. Zaman zaman Erzincan'a gelerek hasret gideriyor, geri İstanbul'a dönüyordu. Bu durum 1939 Erzincan depremine kadar sürdü. Depremden sonra Erzincan'a gelen Salih bir çok yakınını kaybetmişti. Bu durumdan çok etkilendi ve bir daha İstanbul'a dönmedi. Erzincan'da bir kahvehane açtı. Müzikle ilgili çalışmalarını da Erzincan Halkevi'nde sürdürdü. 1953 yılında Erzincan'ın düşman işgalinden kurtuluşunun yıldönümü nedeniyle Ankara Radyosunda yapılan programa katılmak üzere Ankara'ya geldi. Burada kalp krizi geçirdi. Hemen hastahaneye kaldırdılar, bir süre yatıp tedavi görerek iyileşti. Taburcu olacağı zaman tekrar kalp krizi geçirdi. 29 Nisan 1953 Yılında Ankara'da vefat etti. Halk müziğimize kazandırdığı eserlerden bazıları şunlardır: Çıktım Köşenin Başına, Kız Bahçede Gülün Var mı, (Ağam) Okurum yazı bilmem, Taşa Verdim Yanımı, Tanrıdan Diledim Bu Kadar Dilek.
Seher Songelen ve Erzincanlı Salih