Lale Hanım 1896'da Selanik'te doğdu; 1 Şubat 1971'de İstanbul'da öldü (Lale Hanım'ın doğum tarihi İstanbul Ansiklopedisi'nde bir yanlışlık sonucu 1898 olarak çıkmıştır). Nerkis Hanım 1895'te Selanik'te doğdu, 12 Mayıs 1975'te İstanbul'da öldü. Rumelili bir ailenin kızlarıdır. Liseyi Selanik'te bitirdiler. Balkan Savaşı'nın yol açtığı yıkımdan sonra aileleriyle İstanbul'a yerleştiler. Doldurdukları plaklarda Lale ve Nerkis takma adlarını kullandılar. Lale Hanım'ın asıl adı Lebibe İhsan Sezen, Nerkis Hanım'ınki ise Neyyire İpekçi'dir. Birlikte birçok plak doldurdukları için adları da çoğu kez birlikte anılır. Kimi plaklarında asıl adlarının baş harfleri olan L. İ. Hanım ve N. İ. Hanım imzası vardır. Lale Hanım'ın bazı plaklarında L. İ. Hanım imzası bulunması, İ. harfinin "İpekçi" olarak yorumlanmasına yol açmış ve bu iki sanatçı kimilerince yanlışlıkla İpekçi Kardeşler olarak anılmıştır. Soyadı "İpekçi" olan sadece Neyyire Hanım'dır. Lale ve Nerkis Hanımlar 1920'lerin başlarında, o yıllarda İstanbul'da yaşamakta olan Petersburg konservatuvarı öğretim üyesi Bayan Monçanova ile Paris Konservatuvarı hocalarından Madam Namer'den Batı müziğinde piyano ve şan, Udî Nevres Bey'den de Türk musıkisi dersleri aldılar. Ayrıca zamanın değerli musıki adamlarının katıldığı özel musıki meclislerine devam ederek çeşitli üstadlardan yararlandılar. Cumhuriyet döneminde plak dolduran ilk kadın icracılar arasındadırlar. 1928-1937 yılları arasında, çoğu Udî Nevres, Mesut Cemil ve Nubar Tekyay'ın sazları eşliğinde olmak üzere, ayrı ayrı ve birlikte yüz yirmi dolayında şarkıyı 78 devirli plaklara okudular. Sahneye hiç çıkmadılar, radyolarda da okumadılar. Sadece doldurdukları plaklarla tanındılar, öyleyken, zamanın musıki çevrelerinde büyük ilgi uyandırdılar ve kendilerinden sonraki kadın okuyucuları etkilediler. Lale ve Nerkis Hanımlar zamanın ünlü piyanisti Voskovi ile ünlü kemancı Zirkin eşliğinde Batı müziği plakları da doldurmuşlar, mezzosoprano ve soprano sesleriyle ve Türkçe sözlerle Türkiye'de ilk kez plaklara opera aryaları ile liedleri başarıyla okumuşlardır. Küçük kardeşleri Aliye Belkıs Hanım (1905-1981) da ayrıca Türk musıkisi plakları doldurmuş, 1940'lı yıllarda İstanbul radyosunda okumuştur.
Nerkis Hanım
Lale Hanım
Geldi Revnak Ey Benim Kaş-ı Hilalim Meclise Kaçma Mecburundan Ey Ahu-i Vahşi Kerem Kıl Bu Dil-i Zare Süy-i Kağıthane'de Mecnun-Misal Sükunda Geçer Ömrüm Cihan Ley-ü Nehar Ağlar Geçip de Karşıma Gözlerin Süzme Sensiz Bu Sabah Kırsa Bin Tel Naz İle Görmezsem Eğer Lütfeyle Güzel Görmek İster Daima Her Yerde Çeşmanım Seni Kurdu Meclis Ebrulerinin Zahm-i Nihandır Ciğerimde Yine Yeşillendi Dağlar Çemeni Kimseler Gelmez Senin Feryad-ı Ateş Bağrına Girdim Yarin Bahçesine Ayvalık Narlık Yavrucağım Güzellendi Aman Dağlar Bi-vefa Bir Çeşm-i Bi-dad Ne Yaman Aldattı Beni Gece Çöktü Söner Artık Ocaktaki Bu Ateş Hayalimde Mes'ut Bir Rüya Eylülü Ey Taze Gonca-i Bahar Güzel Sevda Gecesi Gül Bizim Mestimize Canımdan Aziz Olan Ey Sen - Ne çok Sevildiğini Bir Bilsen