Zeki Çağlar Namlı 1981 yılında Trabzon'da doğdu. Müziğe 8 yaşında keyboard üzerine başlayan Namlı, 13 yaşında bağlamaya geçti. Bağlama ile ilgili ciddi bir eğitim almamasına rağmen, 16 yaşına geldiğinde geleneksel ve yeni teknikleri alışılmadık bir şekilde ustaca kullanıyordu. Aynı yıl Devlet Türk Müziği Konservatuarını kazandı.
Bu yıllarda bağlamayı yeniden keşfetti ve yeniden tanımladı. Bu keşif, yeni bir ses rengi ve tekniği dışında jazz dan world müziğe kadar geniş bir skalada oluşan yeni bir müzik stilinide getiriyordu. Namlı'ya göre müzik tekti. O yıllarda oluşturduğu stiliyle bir çok beste ve aranje yaptı, solo konserler verdi.
2000 yılında başladığı telli enstrumanlar için doğal stereo buluşunu ise 2002 yılında tamamladı ve patentini aldı. Doğal stereo bağlama ve gitar olarak iki enstrumana uyguladığı bu sistem ile enstrumanlar doğal olarak stereo duyulabilmekte, iki taraflı çalınabilmekte, oktav genişlemekte, yeni bir çalım ve enstrumanla müzik yapma tekniği ortaya çıkmaktaydı.
2006 yılında çoğunlukla kendi enstrumantal bestelerinden oluşan ilk albümü la lune yayınlandı. Albümdeki besteleri kısa zaman içerisinde bir çok uluslararası radyoda çalınmaya başlarken, bir bestesinde kullandığı doğal stereo bağlama da farklı dallarda oluşan yenilikçi enstruman kataloglarına girdi. Bu yıllarda farklı tarzlardaki bir çok sanatçının albüm ve konserlerine eşlik etti, kısa süreli ortak çalışmalarda yer aldı. Bu çalışmalarından çoğu completion albümlere girdi. Bunlardan biri Homegrown İstanbul albümünün girişinde yer alan, "Senden Sonra" isimli bestesidir.
2007 yılında genel dinleyici kitlesi ile enstrumantal müziği yakınlaştırmak amacıyla Müziğin Diliyle ismini verdiği Televizyon programı ve konser formatını buldu ve 2008 sonlarında demo çekimlerini gerçekleştirdi. Bu formatta müzisyenler karşılarında yer alan görüntüleri doğaçlama olarak müzikleriyle anlatmaktaydılar.
2010 yılında bas gitarın özel isimlerinden biri olan Dominique Di Piazza ile düet albümü yayınlandı.
2012 Ocak ayında Türk Devlet kanalında Müziğin Diliyle ismini verdiği kendi formatı yayınlanmaya başladı. Namlı, müzisyenliğin yanı sıra programın sunuculuğunu da üstlendi. Dünya genelinden davet ettiği elliye yakın önemli müzisyenle yaşamı ve dünya gündeminde yer alan sorunları müzikle yorumladı.
Kariyeri boyunca enstrumanının ses potansiyelini, müziğini, tekniğini geliştirmek ve yeniden tanımlamak için her zaman olduğu gibi halen çalışmaya devam etmektedir.