1939 yılında Osmaniye ili, Kadirli ilçesine bağlı Azaplı Köyü'nde dünyaya gelmiştir. Bitlisli bir baba ile Kayserili annenin tek erkek çocuğudur.
Anne adı Emine, baba adı Musa'dır. Beş kız kardeşi bulunmaktadır. 1945 yılında Azaplı Köyü İlkokulu'na başlamıştır. 1950 yılında ilkokulu bitirmiştir.
Küçük yaşlarda müziğe ilgi duymuştur. İlkokul yıllarında türkü söylemeye başlamıştır.
Daha o yıllarda sesi ve söyleyişi çok beğenilmiştir. Okulda öğretmenleri zaman zaman türkü söyletmişlerdir. O yıllarda en büyük hayali,
okula türkü söylemeye gelen halk ozanları gibi olmaktır. Âşıkları dinleyerek onlardan ilham almıştır. İlkokulu bitirdikten sonra saz çalmayı öğrenmek ister.
Maddî yetersizliklerden dolayı saz alamaz. Arkadaşı ile birlikte bir saz yaparlar. Fakat saza tel bulamazlar.
Huğ denilen çubuk veya kamıştan yapılmış evlerde kullanılan telleri saz teli olarak kullanmıştır. Saz çalmayı kendi kendine yavaş yavaş öğrenmeye başlar.
Ancak babası saz çalıp türkü söylemesini istemez. Babası bu şeytan işidir, diyerek karşı çıkmıştır.
"Saz çalmaya devam edersen bu evden ya sen gidersin ya da ben giderim." demiştir. Mahmut Taşkaya ise babasının evde kalmasını,
kendisinin gurbete dayanabileceğini ifade ederek şu şiiri okur:
Benim ile aksi gider pederim
Gün be gün artıyor gamım kederim
Başım alır bu ellerden giderim
Korkarım ki sefil anam del olsun
Daima yardımcı olsun beni yaradan
Artık muhabbeti de keselim aradan
Baba, kardeş gidiyorum buradan
Dardır belki yerleriniz, bol olsun
Bunun üzerine anne ve babasının çok üzülüp ağladıklarını görür, dayanamaz. Şiirinin devamında onları güldürmeye karar verir ve son olarak şu dörtlüğü okur:
Ne derseniz de sözünüzü yiyorum
İçerime de olmaz derdi koyuyorum
Artık beni evlendirin diyorum
Kız olmazsa namusluca dul olsun
Sonrasında sazını alır ve gider. Şiirler yazar. Derlemeler yapar. 17-18 yaşlarındayken teyzesi Ayşe adında bir avşar kızı ile tanıştırır. Birbirlerini severler.
Bir süre sonra birlikte kaçar ve evlenirler. Ayşe, varlıklı bir ailenin kızıdır. Kaçtıklarını duyan babası İbrahim Ağa ve yakınları atlarla peşlerine düşerler;
ancak bulamazlar. 1957 yılında ilk çocukları Fatma, sonrasında ikinci çocukları Özgül dünyaya gelir. Mahmut Taşkaya, Özgül bebekken askere gider.
Askere giderken yolda 15 liraya bir saz satın alır. Sivas'a gelir. Orada bir arkadaşı vardır. Sazını ona emanet eder. Askerde kendini geliştirir.
Komutanlarına türküler söyler. Askerden dönünce Çukurova Radyosu'nun sınavına girer. Sınavı birincilik ile geçer. "Mahallî Sanatçı" unvanı kazanır.
Artık saz çalmayı tamamıyla öğrenmiştir ve kendini halk ozanlığına adamıştır. Zaman geçtikçe konserleri artmıştır. Kendi şiirlerini yazmıştır.
Birçok derleme yapmıştır. Bu derlemelerin büyük bir bölümü Dadaloğlu'na aittir. Çok sayıda ağıt ve bozlak okumuştur. Gün geçtikçe ünü artmış, turnelere başlamıştır.
Dönemin ünlü ozanlarıyla atışmalar yapmıştır. Peş peşe plaklar, kasetler çıkarmıştır. Âşıklar şölenlerinden, çeşitli türkü yarışmalarından birincilikleri vardır.
Çok sayıda ödüle sahiptir. İki erkek, sekiz kız olmak üzere on çocuğu vardır. Hâlâ Osmaniye'nin Kadirli ilçesine ait Azaplı Köyü'ndeki evinde yaşamını sürdürmektedir.
Kaynak: http://mahmuttaskaya.wix.com