“Benim iç hayatım meslek hayatıma uymaz. Meslek hayatım ne kadar modern ise iç hayatım da o derece muhafazakardır.
Bu da herhalde aldığım terbiyeden ileri geliyor.” 16 Mayıs 1950 tarihli “Akşam” gazetesindeki söyleşiye bu sözler ile başlıyordu İbrahim Özgür.
1910 yılında İstanbul Ayazpaşa’da doğmuş olan Özgür, ilk klarnet ve saksafon öğrenimini Ankara Mızıka Okulunda yapmış ve buradan mezun olduktan sonra,
profesyonel çalışmalarım İstanbul da devam ettirmişti. 1932 yılında başlayan Türkçe tango müziğinde kadın solistlerimiz dinlenirken
İbrahim Özgür bu dalda ilk erkek solist olarak kariyer yapmış ve ilk plağını da 1938 yılında gerçekleştirmişti.
Müzik yapıtlarında batı orkestrasyon tekniğini en iyi şekilde kullanıp dinleyiciye sunan Özgür’ün plakları her yerde aranır olmuştu.
1931 yılında kendi kurduğu orkestrası ile Beyrut’tan başlayarak 7 yıl süren bir Uzak Doğu turnesine çıkan Özgür, Türkiye ye döndükten sonra da İstanbul Galatasaray’da
“Ateş Böcekleri” adlı gece kulübünü açmıştı. Kendisinin bestelediği tangolarının yanı sıra başka bestecilerin de eserlerini en iyi söyleyen
İbrahim Özgür’ün “Mavi Kelebek” tangosu en sevilenler arasındadır.
Sizlere 6 Mart 1959 tarihli “Hayat mecmuasında çıkan yazıdan şu satırları aktaralım. Dergi, tango bestecimiz Fehmi Ege’nin de bulunduğu bu söyleşiyi şöyle yazıyor;
“…İbrahim Özgür, Fehmi Ege ile göz göze geldi. Duvarda saksafonun yanında asılı duran bir banka takviminin son yaprağı 10 Şubat 1959 tarihini gösteriyordu.
Fehmiciğim, diye sözüne devam etti. 49 yaşındayım, ömrümün üçte ikisi gitti sayılır. Müzik hayatımın ise otuzuncu yılını yaşıyorum. Söyle bir yurt dışına çıkmak istiyorum.
Yıllar önce orkestramı almış, Güney Asya ülkelerinde konserler vermiştim. Hindistan’a bahar erken geliyor. Orada ne erken açan çiçekler,
ne de vakitsiz âşık olan insanlar aldanmıyor. Oysa, ben memleketimde vakitsiz âşık oldum galiba!
Ama yine de sevdiğim kadını, o gerçek prensesi ömrümün sonuna kadar unutmayacağım.
(Hindistan’da bir prensese âşıktı ve birbirlerini çok sevmişlerdi).
Ankara radyosunda senin tangolarını okurken az aşk mektubu almadım. Sen melodileri oya gibi işliyor, ben okuyordum. Mektuplar ise bana geliyordu.
“Çivi çiviyi söker” “Beyoğlu” ve “Yalan” tangolarımı, aşk mektuplarını daha çok kendime mal etmek için besteledim.
O mesut günlerden elime bir kaç hatıra kaldı:
Bir aşk hikâyesi, üç dört melodi ve 10-15 yıl öncesinin tarihini taşıyan aşk mektupları”. Fehmi Ege ayağa kalktı:
“İbrahim bana müsaade, çocuğumun doğum günü yaklaşıyor, karanfil göndermeyi unutma”.
13 Şubat 1959 günkü gazeteler, İbrahim Özgür’ün 11 Şubat gecesi bekâr odasında kalp sektesinden öldüğünü yazıyorlardı.
Büfenin üzerinde bir demet karanfil bulunmuştu. Üzerindeki kartta “Çok sevgili dostum
Fehmi’nin biricik oğlu Engin’e”.
Nedim Erağan
Kaynak: tangopedi.com/ibrahim-ozgur